“Hiç bir hak ve yetki tanınmamış bir meslek yasamız vardır”

esg

Fletcher der ki: “Hiç giyinmeyen bir güzel, en iyi biçimde giyinmiş demektir.”

Gerçekler de böyledir. Gerçeğin anlaşılması herkese faydasının sağlanması için üzerine başka bir elbise giydirilmemesi gerekir. Dolayısıyla bu röportajda da gerçekler bütün çıplaklığıyla yazılmış ve çizilmiştir. Yani bu yazı müstehcendir, mutaassıp kişilere özellikle devşirme çağdaşlara göre değildir. Paylaşmak ve beğenmekten korkarsan merak etme, gönül koymam… Çünkü zorla güzellik olmaz, hem zorunda değilsin ki! Boş ver…

Hasılı kelam, ısmarlama yorum, ısmarlama cevap kabul etmiyorum; ısmarlama beğeni, zoraki paylaşıma karşıyım…Eyüp Sabri Güler’le yaptığım röportajın devamı:

Uyarı “gerçekler geçici bir şok etkisi yaratabilir”

***

2.Bölüm

  • 2015 yılında Hukuk Savaşını başlatıyorum diye bir açıklamanız var. Bu savaşı kaç cephede hangi stratejiyle ve kimlerle yürüteceksiniz?

Yola çıkarken arkamda kim var diye bakılmaz. Tek başıma yola çıktım. Destek verecek her kişi yada grupla yan yana bu haklarımızı yasal zeminde arayacağız. Meslek ve meslektaş hak ve sorunlarıyla kimler ilintiliyse, bu mesleğin onurunu kimler ayaklar altına alıyorsa; denetim, savcılık, idare mahkemeleri,Devlet Denetleme Kurulu, Danıştay, AYM, adli mahkemeler, AİHM her platformda hak arayışımız sürecektir.

  • Ankara’da mesleğimiz adına yapılan kaç yürüyüşü organize edip katıldınız?

Yukarıda arz ettiğim gibi 2 yürüyüşü planlayıp gerçekleştirdik. Ancak biz sadece eylemci değiliz. Görüşme, tartışma, akademik çalışma, hukuki çalışma, uzlaşma, çözüm üretme anlayacağınız her zeminde mücadelemizi sürdürüyoruz.

  • Sizinle tanışmamıza Sosyal Yardımlaşma ve Destekleme Fonu yazısı vesile oldu? Bu konudaki tespitleriniz neler? TÜRMOB bilançosundaki rakamlar bize neler anlatıyor?

O konu eğitim fonu, inşaat fonu, bilançonun diğer kalemleri gibi kanayan bir yara. 2012 yılında kaleme aldığımız ilk konulardandır. Zaten içi boş mesleğimize yakışmayan dipnotları vs si olmayan, bolca kağıt israfına yol açan raporların arasına saklanmış bir nevi meslektaştan çalınan, faize yatırılıp üstünde kuluçkaya yatılmış bir fondur. 20 Milyona yaklaşmış ve 25 yıldır zırnık kullanılmamış, yönetmeliği bile olmayan, kanuni alt yapısı olmadığı içinde YASA DIŞI TOPLANAN VE YASA DIŞI ŞEKİLDE HARCANMAYAN bir fondur. Dava konularımızdan birisi bu olacaktır. Askere giden, zor duruma düşen, evlenen, hasta olan, varisler, işyeri açan vs için kullanılması gereken fonlar ekonomik ve siyasi rantlar için kurban edilmektedir.

  • Meslektaşlar için güzel projeleriniz var, bunları özetleyebilir misiniz?

Bu konuda meslektaşlarımızın grubumuz sayfalarından yada MÜŞAVİR HABER gazetemizden MESLEKİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ adlı paketimizi incelemelerini tavsiye ediyoruz. 148 madde var ve her gün gelişen konular oluyor.

Ancak bir yeri yönetmek ve çözüm bulmak bir şeyleri kısarak olmamalıdır. Örneğin 500 kişilik bir restaurantı işleten işyeri sahibi yada yönetici işçi çıkararak başarılı oldum diyemez. Önemli olan işçi çıkartmak küçülmek değil, o kapasiteyi doldurmak, etkin kullanmak hatta rotasyon uygulamaktır.

Gençlerin önünü kesip sömürerek sonrada kendi verdiğin eğitimlerdeki başarı oranını meziyetmiş gibi gelip eski meslektaşlara %14 de tutuyoruz demek akla ziyan bir yöneticiliktir.

  • Yeni meslektaşlarımıza nasıl bir iş  imkanı  oluşturulabilir?

Bir üst bent de zikrettiğim gibi profesyonelce yönetildiği takdirde tabii ki kamu ve özel sektör kurum ve yetkilileri ile iyi geçinerek amaca hizmet etmek adına projeler gerçekleştirilebilir.

Örneğin bankaların kredi servislerinde olup bilanço okuyamayan banka çalışanlarının hatta banka müdürlerinin 3568 sayılı yasa kapsamında belgeli olması sağlanabilir. Bu nereden baksanız 40-50 bin kişilik istihdam alanı demektir.

Bir başka husus tecrübeli meslektaşlara gerek ticaret liselerinde gerekse 2-4 yıllık akademik eğitim kurumlarında tam zamanlı yada part-time öğretmenlik veya eğitmenlik hakkı için uğraşılmalıdır. Tabii ki formasyon vs şartlar belirlenebilir. Buda aynı düzeyde tecrübeli meslektaşlara imkan sağlarken geriden gelen gençlerimize aynı oranda iş imkanı sağlayacaktır.

Yine her gün gelişen ekonomi, globalleşme, yeni sektörler, hizmet sektörü, avm ler, siteler dağ gibi önümüzde Pazar olarak durmaktadır. Bunlar ve diğer kurumların STK lar dahil muhasebe birimlerinde mutlaka meslek mensubu şartı getirilmelidir.

Sadece yeni meslektaşlar değil stajyerlerimizin de dahil olacağı kademeli bir muhasebe müşavirlik sistemi uygulanmalıdır. Teknisyen-Mühendis, laborant, Doktor ilişkisine benzer bir yapı oluşturulmalıdır. Buda örneğin kayıtların tutulması hususunda gençlerimiz yetkilendirildiğinde işe başladığı anda kendisine gelir temin etmesi imkanını getirecektir.

  • Meslektaşımız kendi hukukunu, hakkını nasıl öğrenecek? Bundan odalara nasıl görevler düşüyor?

Maalesef en baştan bağlanmış bazı hususlar vardır. Meslek yasamış kadüktür, sakattır. Antidemokratiktir. Güncel değildir. HİÇ BİR HAK VE YETKİ TANINMAMIŞ SADECE SONUNA KADAR SORUMLULUKLA DONATILMIŞ ANAYASAYA, MEDENİ KANUNA, İNSAN HAKLARINA AYKIRI BİR MESLEK YASASI VARDIR. Ancak bu demek değildir ki her şey imkansız. Biz çok kısa zamanda bir projeyle hem meslek hukukunu, hem meslektaşın haklarını, hem de meslekte ihtiyaç duyduğu hukuki hususlarda destek verecek bir fahri oluşum gerçekleştireceğiz.

Odalardan ve TÜRMOB dan bir beklentimiz yoktur. Düşen görevler bellidir. Bizim bu yaptıklarımız bile onlara düşen şeylerdir. Onlardan hiçbir umudumuz yok. Kendilerine takılan at gözlüklerini biz kuşanmayacağız. Gençlerle gönüllülerle tecrübe ve dinamizmi bir araya getirip başaracağız.

  • Meslektaşlar vergi mahkemelerinde neler yapabilmeli? Bunun için 3568 ilave kanun koyulabilir mi?

Zaten yasamız mutlaka düzenlenmeli güncelleştirilmelidir. Bizim nihai hedef ve amacımız bugün tamamen bilirkişilik üzerine kurulmuş yargı sisteminde ticari ve vergi ye ilişkin davalarda temsilci olabilmek, yargıya hız kazandıracak, uzman kişilerin iddia ve savunma yapacağı bir yöntemi hayata geçirmek, duruşmasız yapılan idari ve vergi muhakemelerinde hakları savunabilmek.

Bu tabiî ki çok uzun ve yorucu bir yoldur. İmkansız değildir. Ancak bu yapıyı kırmak için bizim mesleğimizde bile hak çıkartan adliye, mülkiye mektebi mezunlarını aşıp bu hakları almak kolay olmayacaktır. Bu bizim gerçekleşebilecek bir rüyamızdır.

  • Sorumluluk var yetki yok diyorsunuz? Nasıl yani?

3568 sayılı yasayı inceleyin, YMM ler dışında bir tek SMMM yetkisi ve hakları diye tanımlanmış husus yoktur.

Bakın avukatlık kanununu açın, arama motorlarına girin. Avukatların hakları diye araştırdığınızda davaya girmemekten tutun ilgisiz dosyaları incelemeye, üst aratmamaya kadar bir çok hakları vardır.

Oysa bizim meslektaşlarımız ticaret odalarında, sicil memurluklarında stajyer kişilerin dahi yetki kullandığı kişiler olmaya devam etmekte, kendi beyannamesini gönderdiği mükellefin borcunu, dosyasını öğrenememekte, aslı gibidir diye tasdik edememekte, dosyadan suret alamamaktadır.

  • Ruhsatı bu gün alan bir  meslektaşımız hangi suçlarla boğuşmak zorunda kalıyor?

Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge ibaresi her şeye yeterlidir. Üstelik bunun sadece meslek mevzuatı anlamında değil, TCK, MK, BK, TTK, İİK kapsamında birçok yaptırımı vardır.

  • Oda faaliyet belgesi, defter tasdiki, şirket kuruluşu v.s. gibi adımlarda TÜRMOB ve Odalara neler düşüyor?

Bugün gelinen çağda internet ortamında alacağınız bir faaliyet belgesinin geliri olan 5-10 TL ye odalar tenezzül edip meslektaşı yada yanından bir kişiyi meşgul etmektedir. Ayıptır. Neden indiremesin meslektaşım çıktı almasın. Adli sicilini, mükellefiyet kaydını kurumlardan alıyor da kendi aidat ödediği kurum kim ki meslektaşı bu kadar zora sokmaktadır. Bu hadsizliktir.

MERSİS dediğiniz olay tam bir rezilliktir. Teknoloji ve yenilikten şu anlaşılır; bir girişimci meslektaşın bürosuna gelir, kimlik, kontrat ve yetki belgelerini ibraz eder, meslektaş anında sözleşmeyi hazırlar, online MERSİS yetkilisi okuyup onay verir, harçlar yatar, noter on-line onay verir ve bir işletme yarım saatte kurulur. Oysa uygulama eskisinden daha rezil ve meslek örgütlerimiz bu yapıyı reform devrim diyerek ayakta alkışlamışlardı.

  • Meslek için karşılık beklemeden faaliyetlerde bulundunuz, bunu nasıl yapıyor ve hala aynı enerjiyle sürdürüyorsunuz?

Yukarıda arz ettiğim gibi haklının ve mazlumun yanında durmak düsturumuz. Ve herkesin olumsuz baktığı bu ülkede biz bir an dahi bunu bırakmadan bu yaşa kadar sürdürdük. Ömrümüzün yettiği kadarda sürdüreceğiz. Altında kim ne ararsa arasın bir şey bulamadı bulamayacak.Ben stajyer değilim, SMMM belgemde var. Bağımsız Denetçiliğe de hak kazandım. Ancak geldiğim yeri asla unutmam ve empati denen olayı kurduğunuzda sömürülen aday veya meslek mensubu herkesin sorunu benim sorunumdur. Tıpkı halkımın olduğu gibi. Enerji ve güç inandığınız zaman çok uzakta değil sadece yüreğinizde.

  • Bu çalışmalarınız neticesinde meslektaşlarımız neler söylüyor, neler istiyor ve hangi bilgileri size ulaştırıyor?

Zulümle ilgili ulaşan yada gördüğümüz bilginin haddi hesabı yok. Meslektaşlarımdan tek ricam KORKMAYINIZ. O ÖRGÜTLER BİZİM. ADAM GİBİ ADAMLAR YÖNETSİN. SONUNA KADAR ARKALARINDAYIZ. AMA YAPTIKLARI HER HAKSIZLIĞINDA KARŞISINDA NEYE MAL OLURSA OLSUN DURACAĞIZ. KENDİ YARATTIĞIMIZ İLAHLARA TAPMAMALIYIZ. İnsanlık çok tanrılı dinleri çok uzun zaman önce terk etti. Biat kültürünü terk etmeliyiz. ZULÜMLE ABAD OLAN YERLE YEKSAN OLUR.

  • Meslek için neler yapalım, bize tavsiyeleriniz neler?

Tek yapılacak şey bilgiyi kovalamak. Bilgiden kaçmamak, okumak, dinlemek, zamanı ve teknolojiyi yerinde ve etkin kullanmak. Biz Atatürk ün inandığı gibi inanıyoruz gençlerimize. Şu anda ülkeyi de sırtlayıp götüren, doğruların peşinde olan tek kesim GENÇLERDİR.

  • Ülkemizin bir çok yerinde bağımsız grup oluşumları var, bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Amerika yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Birilerine malzeme ve yem olmamak lazım. Bir araya gelip yumruğu masaya vurmak lazım. Belki de en çok yoran, sahte imparatorların sessizliğine rağmen onlar adına konuşan, onların silahşörlüğünü yapan, kendilerine de yer kapabileceğini sanıp maşalık yapan, ancak kendilerinin ve çocuklarının geleceği bile bizi ilgilendiren meslektaşların tutum ve davranışlarıdır.

  • Sorular çok ama finale gelirken son değerlendirmenizi alayım?

Bizim anlayışımızı değiştirmemiz, önce farkına varmamız, toplumda farkındalık yaratmamız, ekmek yediğimiz mükelleflerimiz ve kendi haklarımızı tıpkı bir avukat gibi savunmamız, diğer meslek örgütleriyle yan yana ilişki içerisinde olmamız ve en önemlisi içimizdeki ayrık otlarından kurtulmamız lazım. GÜVENMEK, ELELE VERMEK, BAŞARMAK ZORUNDAYIZ.

Gelecek günlerin meslektaşlarımıza, gençlerimize, ülkemize, insanımıza ve tüm insanlığa barış, umut, başarı, sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum.

Bu fırsatı yaratan ve sonuna kadar desteklediğimiz MESLEK AKTİVİSTLERİ TOPLULUĞU nun başarılarının devamını ve çığ gibi büyümesini temenni ediyor herkese saygılarımı sevgilerimi iletiyorum.

***

Çok sevdiğim bir mitimiz var. “Geçmişi değiştiremeyiz ama gelecek için çalışabiliriz.” Bu düşünceden hareket ettiğimizin tekrar altını çiziyor, değerli meslektaşım ve büyüğüm Eyüp Sabri Güler beye nezaketi ve paylaşımları için teşekkür ediyorum. Bununla birlikte MAT’ın zerre kadar değeri yoktur. Ne meslek odalarımız ne de TÜRMOB önemlidir… Asıl önemli olan meslektir, meslektaştır. Ezcümle insandır!

R. Kemal SAĞIM

“Hiç bir hak ve yetki tanınmamış bir meslek yasamız vardır”” üzerine bir yorum

Yazı hakkında düşücelerinizi paylaşın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.